Tamam, baba olmak bir erkeğin hayatını baştan aşağıya değiştiriyor, bunu biliyoruz da peki; ya kız babası olmaya ne demeli? Evet, kız babası olmak! Bir adamın, karşı cinsten minicik birine duyduğu bu büyük aşk hangi kelimelerle tarif edilebilir ki? O küçücük parmakların daha doğar doğmaz adamın koca parmaklarını inatla tutmaya çalışması, ağzından çıkan ilk kelimelerin “ba-ba” olması, o koca adamı gördüğünde küçük sevinç gösterileri sunması… Tüm bunlar, gerçekte olduğu gibi nasıl anlatılabilir, bilemiyorum. Zira anlatılamaz! Ama yine de kıyısından köşesinden birazcık da olsa bahsedilebilir belki! Sadece kız babalarının anlayabileceği şeyler hakkında belki başkalarının da fikir sahibi olması sağlanabilir.

Aslına bakarsanız kız babası olmak, kişinin hayatı boyunca sürdüreceği eğlenceli bir serüven olarak da tanımlanabilir! Resmi başlangıç tarihi bebeğin cinsiyetinin öğrenildiği gün olarak belirtilebilecek bu serüven, bir adamı tepeden tırnağa değiştirerek onun adeta evrim geçirmesine neden oluyor da diyebiliriz. Özellikle de küçük bebek biraz büyüyüp bilinçli olarak “baba” demeye başladıktan sonra! Bu sözcük adamın bütün işini gücünü bırakıp, küçük aşkının yanına koşması için yeterli olur. Adeta tılsımlı olan bu iki hececikten oluşan kelimenin babayı büyülemesi için minik prensesin iki dudağının arasından çıkması yeterlidir.

Ardından baba, Achelous’un kızları tarafından büyülenen denizciler gibi kendisini minik prensesinin ellerine teslim eder. O sesi bir kez duymuştur çünkü! Artık karşı koymak ne mümkün! İster istemez o plastik fincanlardan hayali çaylar içecek, yeri geldiğinde köpek yeri geldiğinde at olup dizginleri prensesinin eline verecek, o ne isterse onu yapacaktır. Çünkü büyülenmiştir bir kere! Geri dönüşü yoktur bunun! Bundan sonra hep kız babası olacaktır o adam! Küçük kızı ne zaman çağırsa koşa koşa yanına gidecek, o büyük elleriyle miniğinin elini hiçbir zaman bırakmayacaktır. Daha ne mi olacak? İsterseniz onları da aşağıda madde madde inceleyelim!

Bu küçücük gözlerin içine bakar ve orada ne kadar büyük bir dünya olduğunu görüp, her seferinde bir kez daha şaşırırsınız. Size aşkla bakan bu gözlerin içindeki deryaya dalıp gider, böyle bir duyguyu yaşayabildiğiniz için bütün içtenliğinizle şükredersiniz. Hatta hep oğlu olmasını isteyen babaların bile samimiyetle “iyi ki kızım olmuş!” dediğini sıklıkla duyarsınız. Çünkü kız babası olmak, kesinlikle ama kesinlikle minnet duymayı gerektirir.

Hem kendi tarafınızdan hem de onun tarafından koşulsuz sevginin ne demek olduğunu anlarsınız. Yani koşulsuz sever, aynı şekilde koşulsuz sevilirsiniz. Belki eskiden bu küçük kızın annesine duyduğunuz aşkın ötesinde bir duygu olamayacağını düşünüyordunuz. Belki hayatınızdaki tek büyük aşkın hayat arkadaşınız olacağını zannediyordunuz. Ta ki o küçük gözleri görene kadar! Ta ki onun sizi hep seveceğini anlayana kadar! Ta ki sizin ondan vazgeçmenizin mümkün olmadığını anlayana kadar!

Siz ki yeni doğmuş bir bebeği daha önce hiç kucağınıza dahi almamışsınız. Siz ki bebe bakımına dair hiçbir şey öğrenmemişsiniz. Ama tüm bunlar kız babası olana kadardı! Küçük bir kızınız olduğunda tüm bildiklerinizi unutur ve deneme yanılma yoluyla ona nasıl bakacağınızı öğrenirsiniz. Hatta bu konuda annelere taş çıkartacak kadar uzmanlaşabilirsiniz. Bir bebeğin gazının en iyi babaların çıkartacağını bilirsiniz. Çünkü siz annelerden daha yeteneklisiniz. Şaka şaka! Dipnot: Siz sadece vücut sıcaklığınız daha yüksek olduğu için bu konuda annelerden daha iyisiniz.

Bir tek bu da değil! Minik prensesinizi uyutabilmek için sabahlara kadar onu arabayla dolaştırır, üstünüze başınıza bulaştırsanız da yine de bir şekilde altını alır, ölçüsünü az biraz abartsanız da bebeğinize mamasını yapar, aşılarında onu tutan hep siz olursunuz. Huzursuzluğunun nedeninin çıkamayan dişi olduğunu, onun en sevdiği uyku mekanının sıcacık göğsünüz olduğunu ve ona dair daha pek çok şeyi bilirsiniz. Hangi ayda ne öğreneceğini, daha çabuk yürümesi için onu nasıl teşvik edeceğinizi, onu kıkır kıkır güldürebilmeyi, kimse yapamıyorken onu küçük bir hareketinizle nasıl susturacağınızı öğrenmişsinizdir. Annesinden gizli gizli emziğine çikolata sürer, bir an önce minik kızınıza kavuşmak için mesainin bitiş saatini bekler, ondan bir an olsun ayrı kalmak istemezsiniz. Kısacası, daha önce hayalini bile kuramadığınız pek çok işte uzman olursunuz. Çünkü siz bir babasınızdır. Hem de öyle böyle bir baba değil, aslanlar gibi bir kız babası olmuşsunuzdur!

Eskiden nazını çekmeniz gereken sadece bir kadın varken, şimdi bu sayı ikiye çıkmıştır. Ama bu durumdan hiç rahatsız değilsinizdir. Tamam, tamam. Belki ana kraliçenin tripleri zaman zaman canınızı sıkmaktadır. Ancak küçük kızınız ne yaparsa yapsın, ona gönül koyamazsınız. Zaten bunu isteseniz bile yapamazsınız! Yüzüne bakmanız, sesini duymanız ona olan kızgınlığınızın uçup gitmesi için yeter de artar bile! Hele bir de usulca yanınıza gelip koynunuza sokuluyorsa, masum masum gözünüzün içine bakıyorsa tamam! O an size ne derse desin kabulünüzdür. Belki bakışıncaya kadar küçük bir reddetme şansınız vardır, ama yakın temasa geçerek o küçük şansı da kaybetmişsinizdir.

Bunu ta bebekken anlamışsınızdır. Yalnızca 30 santim ötesini gören gözleriyle bile size bunu hissettirmiştir. O nasıl bir hayranlıkla bakmak, o nasıl bir aşkla süzmektir öyle? Sonuçta siz, küçük prensesinizin gelecekteki ilişkilerinde hep arayacağı adam olacaksınızdır. Bunun bilincinde olarak hareketlerinize dikkat etmeye çalışır, annesiyle olan ilişkinize, arkadaşlarınıza, işinize gücünüze hep özen göstermeye uğraşırsınız. Çünkü kızınız size kahramanı gözüyle bakmaktadır. Onun umutlarını boşa çıkarmamak, prensesinize hayal kırıklığı yaşatmamak için bunu yapmak zorundasınızdır.

Mia’nın kim olduğunu, Stella’nın kime aşık olduğunu, Flora ile Heila’yı, Çilek Kız’ın benekli köpeğini, Tinkerbell’in sakarlıklarını… Evet, belki siz şu an neden bahsettiği anlamıyorsunuz; ama emin olun kız babaları anladı. Minik prensesleriyle birlikte saatlerce çizgi film izleyen, gizlice telefonunu kurcalamaya çalışırken yakalanan ve kızları tarafından “ama izlemiyorsun?” diye azarlanan babalar ne dediğimi kesinlikle anladı. Oyuncakçı oyuncakçı dolaşarak siparişi verilen bu kahramanlardan bulmaya çalışan babalar, neden bahsettiğimi mutlaka anlamış olmalı!

Belki ilk başlarda bu işi yapmayı reddetmişsinizdir, ama önünde sonunda saç toplamayı da öğrenirsiniz. Hatta belki de bu işin bütün sorumluluğunu üstlenen kişi siz olursunuz. Çünkü küçük cadınız tarağıyla tokasını alıp hep sizin önünüze oturmaktadır. Siz de gizli gizli bu durumdan keyif alırsınız. Saçlarını annesinin değil de sizin yapmanızı isteyen bu güzelliği nasıl geri çevirebilirsiniz ki? İşte bu nedenlerden dolayı toka çeşitleriyle haşır neşir olur, örgü örmeyi öğrenir, kusura bakmayın ama o “odunumsu” parmaklarınızla incecik saçları nasıl acıtmadan toplayacağınızı öğrenirsiniz.

Daha bebekken onu kıskanmaya başlarsınız. Oğlu olan arkadaşlarınızın “kızını gelin alacağım” tarzında şakalarından nefret eder, hatta bu yüzden onlara ciddi ciddi kızarsınız. Çünkü bırakın kızınızın evlenmesini onun başka bir erkeği sevme düşüncesine bile tahammülünüz yoktur. Gerçi zamanla bir gün onun da yuva kuracağı gerçeğini kabullenecek, hiç istemeseniz bile kızınızı başka bir erkekle paylaşmak zorunda kalacağınızı anlayacaksınızdır. Ama büyük ihtimalle damadınızla hep bir yarış içinde olacak, minik kızınızla görüşebilmek için her gün türlü türlü bahaneler uyduracaksınızdır. Çünkü kaç yaşında olursa olsun o sizin gözünüzde hep biricik, hep minicik olacak, onu hep kıskanılıp kollanması gereken bir varlık olarak göreceksinizdir.

Çünkü onu gördüğünüz anda tüm gününüz aydınlanır. Olmuş ya da olabilecek olan tüm kötü şeyler anlamını yitirir. Karşınızda anahtar sesiyle ayağa fırladığını bildiğiniz ve kucağınıza atlamak için sabırsızlanan ayaklı bir mucize vardır çünkü! Belki canınızın sıkkın olduğunu anlayan ve neşenizi yerine getirmek için kendi çapında uğraş veren minik bir iyilik perisi duruyordur! Yüzünüzü güldürmek için sizinle çikolatasını paylaşan, karşınızda maymunluklar yapan bu küçük kız karşısında daha ne kadar suratınızı asabilirsiniz ki? Yani kız babası olduğunuzda öyle surat asma gibi bir şansınız da kalmaz. Zaten buna ihtiyacınız da yoktur.

Kaynak: http://paratic.com/sadece-kiz-babalarinin-anlayabilecegi-seyler/